9 Eylül 2013 Pazartesi

Cansu-nate

Ben dün akşam tek başıma kumsala gittim, o saatte normalde kimse olmaz zaten de eylül geldi diye iyice insan sayısı azaldı ve ben yalnız başıma kumlara yattım, ilk defa "aman üstüm başım, peki ya saçım, daha bisikletle eve döncem ben" de demedim. Ve o kadar güzeldi ki. Etraf karanlık olunca yıldızlar daha net olur ya, etrafta tek bir ışık kaynağı yoktu, yıldızlar tüm canlılığıyla oradaydı, üstüne tam da şansıma dün Venüs de görünüyordu. Tam o an zaman durabilir dedim kendi kendime. Fulya'yla mesajlaşırken sonra "insan yeterince tek başına kumda oturursa şair olabilir, hatta belki aşık olabilir, aşık olcak birine de gerek yok" dedim, beğendi bu tespitimi. Ben hala güzel şiir yazamıyorum ama, tüh. Yıldızlara bakınca büyüleniyorum ben, hep diğer galaksilerde yaşamları, paralel evrenleri falan düşünüyorum, ve inanılmaz huzur buluyorum bunları düşünürken. Orada başka canlılar var, belki başka galaksilerde yaşama imkanım var ve hatta başka bir evrende benden bir noktada ayrılan ve hayatı daha farklı olan bir Cansu var mesela. Umarım benim hayatım seninkinden çok daha güzeldir Cansu-nate, yoksa kıskanırım.

Joseph Gordon-Levitt'in aslında Zooey Deschanel'e aşık olduğuna, ama çok fena friendzone'landığına inanıyorum, bilen bilir. Ama niye oturup bunlara kafa yoruyorum, onu kimse bilmez. Ha friendzone'landığını düşündüğüm biri daha var ama bu yazdığımı bi tek Mina anlayacak galiba. Bi de o kadar inanıyorum ki çocuğun aslında kıza aşık olduğuna, çocuk farkında değilse ben haber vericem mezun olmadan bi gün. Hayır öyle bi kızla bi erkek arkadaş olunca "uu kesin aralarında bişey var/olcak" diyenlerden değilim, diyenlerden nefret ederim, ben ve erkek arkadaşlarım için böyle şeyler dendiğinde de inanılmaz sinir olurum da, bu Joseph ve diğer arkadaş konusunda eminim yani. Arkadaş konusunda Mina'nın "olabilir"ini kapmıştım, Joseph konusunda baya destekçim varmış. Burdan buyrun: http://weknowmemes.com/wp-content/uploads/2012/02/celebrity-friendzone-level-99.jpg
2001'den beri arkadaşlar bir de. Kıyamam.
Bence friendzone'lanmak aşık bi insanın başına gelebilecek en kötü şey. Hiçbir konuşma ihtimalinin olmaması bundan daha iyi olabilir. Düşünsene o arkadaşın bir de sevgilisi varmış ve üçünüz takılıyormuşsunuz, ya da sevgilisini tanımasan da anılarını dinliyormuşsun hep çünkü karşındaki seni yakın arkadaşı olarak görüyor falan. Felaket gerçekten. Gerçi düşününce, mucizevi olan iki insanın birbirine aşık olması aslında, platonik olmak çok daha yüksek bir olasılık. Ciddi ciddi aynı anda iki insanın birbirinden hoşlanmasına inanamıyorum yani etrafta o kadar insan varken neden o ikisi birbirini seçiyor, nasıl bir olasılık bu diye düşünüp duruyorum. Karşıdaki hissediyor da ona göre duygu oluşturuyor desem bu kadar platonik olmazdı dünyada bence. Bu arada, "friendzone" kavramı ilk kez Friends'te ortaya çıkmış, ne ilginç. http://knowyourmeme.com/memes/friend-zone

Bunu söylemekten de çok sıkıldım ama, bir insanın kilosu hava atılacak ya da utanılacak bir şey değil bence. Olmamalı. Biri bana "kaç kilosun" dediğinde ve ben söylediğimde, hava atmış değil soruya cevap vermiş oluyorum, şu "oo havasını da attı" niye? Kaldı ki, abartılı zayıf bi insan da değilim kesinlikle. Şunu da sürekli söylüyorum ki, benim zayıf olmam benim başarım değil, ama keşke olsaydı. Benim zayıf olmamla, iştahlı birinin kilolu olması tamamen aynı mantık, ikimiz de irademize karışmıyoruz. Yemek yemeyi sevmiyorum, biri hatırlatana kadar yemek yemeyi unuttuğum da oluyor, bunun alışılagelmiş sonucu olarak da biraz zayıfım evet, ama keşke çook iştahlı bi insan olsaydım da bi de süper iradeli olsaydım da tutsaydım kendimi o sayede zayıf olsaydım, ya da süper disiplinli spor yapsaydım, o zaman gerçekten "bakın, istedim ama tuttum kendimi, şimdi şu kiloyum" diye hava atardım. Ama öyle değil. Sürekli iştah açıcı vitaminler kullandığım, yemek yiyince kustuğum anneannemin/annemin/babamın/babaannemin usanmadan bi daha yedirdiği, 16 kiloyken ilkokula başladığım, 2 haftada bir hastalanıp yattığım, antibiyotiklere muhtaç olduğum bi çocukluk geçirdim, şu anki halim ben ve çocukluğumu bilen insanlar tarafından "çok serpildi, iyi toparlandı" olarak adlandırılıyor. Lütfen ama.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder