24 Ağustos 2013 Cumartesi

I'm narcissist and it's okay

Sevdiğim şarkıları tüketene kadar dinlemeden duramıyorum. Tutamıyorum kendimi yani, bağımlı gibi "hadi bi kez daha" diye diye dinliyorum. Sonra bir nokta geliyor, 3.-4. gün ve yaklaşık 200. dinlemeden sonra "öeeh" diye sıkılarak bırakıyorum. O kadar sıkılıyorum ki şarkıdan, duymaya dinlemeye dayanamıyorum. Sonra üzülüyorum. Üzüldüğüme üzülüyorum. Çok sevince napcağımı bilemiyorum ben galiba. Ne genel bi laf oldu bu da böyle. Ama öyle. Blog'da kafiye de yaptım bak. Gerçi düzyazı da aliterasyon oluyodu o demi? Ya neyse, ben buraya gerçekten bunu söylemek için gelmemiştim. Ama niye geldiğimi de unuttum.

Ben sonunda, bütün o kişisel gelişim klişelerinden sıyrılıp, hayatın kontrolünün bizim elimizde olmadığını, tamamen özgür ruhlar olmadığımızı, her istediğimizi sadece istediğimiz için yapamayacağımızı anladım. Bunu anlamam anca bu yaşa tekabül etmiş gibi oldu cümlenin başına bakınca, aslında öyle değil, aslında hep biliyordum bunu ama hep de "yok yaaa, yapan yapıyo" diye avutuyordum kendimi. Artık anladım ki, yok öyle bir dünya. Şimdi "insan sosyal bir hayvandır, doğduğu andan itibaren içinde bulunduğu çevreyle etkileşim içindedir ve o çevreye karşı sorumluluları vardır" diye lafı uzatırdım, bunların gerekliliğini de sorgulardım ama üşeniyorum galiba. Bir de insan doğası gereği bencil, öyle de olmak zorunda zaten, bunu inkar etmek kendini kandırmaktan başka bir şey olmuyor aslında. Ben eskiden "hayır yaa, her şey bencillik üzerine kurulu değil!" de derdim ama zamanla onu da kabullendim. Kendi kendime her harekette bencillik arıyorum artık mesela. Bir insana tamamen karşılıksız bir iyilik yapmak bile, kendini iyi hissetmek için. Tamamen çıkarsız bir arkadaşlık bile, temelde o insanı sevdiğin, vakit geçirmekten keyif aldığın için. Yanlış bişey de yok bunda, kendini yaşıyorsun yani, heralde ilk planda sen olcaksın, başkası varmış gibi davranmak saçma, normal olan narsist olmak, en çok kendini sevmek demek istiyorum ama diyebildim mi bilmiyorum. Sonuçta en çok kendimi seviyorum ve en çok kendimi düşünüyorum ki "dünya benim için yaratılmış olabilir" diyen bir insana göre bu dediklerim normal yani. Hı bir de narsizmle kendini sürekli övme arasında aslında çok ciddi farklar var, narsizm'i tamamen içinde yaşamak da mümkün.
gibi yani
Üniversitede 2. yılım olcak ama ben hala eylül başı gibi yaptığım o okul forması-kurşun kalem-silgi-defter-kitap'tan oluşan kırtasiye alışverişlerimi özlüyorum. Ortaokula doğru uçlu kalem kullanmaya başladığım için her yıl yeni kalem de almamaya başladım mesela, sonra defter o kadar da gerekli bir şey olmamaya başladı, kitaplar yerini önce test kitaplarına sonra fotokopilere bıraktı. Bir de 0.9 uçların neden tedavülden kalktığını çok merak ediyorum, kime ne zararı vardı ki? Ben hep 0.7'yle yazan o klasik insan oldum. Zaten yazım aşırı çirkin, bir de 0.5'le yazınca Da Vinci misali, notlarımı şifreli almışım gibi oluyor. Tükenmez kalemle not almayı da beceremiyorum, her zaman typo'larım olacaktır ve her zaman silgi en değerlim olacaktır. Bir de benim çok başım ağrır ama hayatım boyunca bir kere bile Asprin içmedim. Hayır ağrı kesici içtim tabi, ıssız bir adaya düşsem alcağım 3 şeyden biri Dolorex mesela, yoklukta Majezik ve Novalgine de olur ama hiç Asprine denk gelmedim ama ağrı kesicilerin genel aldı Asprin gibi kullanılıyor çok garip. Med-line'daki doktor "ağrı kesici erken yaşlanma yapar" demişti, zor durumda olmasam içmeyeceğimi söylediğimde "yok genelde yaşlanmak  karaciğer'e böbrek'e zararlı demekten daha çok korkutuyor da insanların gözünü, ondan söyledim" demişti. Şimdi ben art arda, düşünmeden yazdığım için böyle paragafların başı sonu alakasız oluyor ama kitap değil blog yazıyorum en nihayetinde, varsın dağınık kalsın.

Bugün yazlıktan arkadaşım Ece nişanlandı! Bütün dekorlar pembe, pembe tüller, pembe elbise, pembe pasta, pembe peçete, pembe masa örtüsü, pembe tabak, pembe nişan şekeri, pembe balon. Adeta "Barbie's Dream House"'da nişanlandılar. Aslında ben de nişan'la pembeyi, düğün'le beyazı daha uyumlu buluyorum, fena da olmadı, kız zevkli ve baya da özendi ama benim "sadece bir nişan" dediğim şeye "KOSKOCA NİŞAN!" gözüyle baktığı için oldukça büyük bir nişan oldu. Hani tamam bir kere yapılıyor ama, nişan "resmi sevgililik"ten, evlenceğini haber vermekten başka bir şey değil aslında. Bence yani.

6 yorum:

  1. Hala evimizde 3 kutu 0.9 uç var.Babam tam anlamıyla 0.9 uç hastası.İlerde biter,temelli tedavülden kalkar diye kalemlerini ve uç kutularını depoluyoruz ^^

    YanıtlaSil
  2. Aaa ben hiç ortalıkta görmeyince tamamen kaldırıldı sanıyodum, demek hala varmış ^_^

    YanıtlaSil
  3. o aspirin sanrisi seyden aslinda, senin Aspirin dedigin sey hem etken maddenin adi hem de Bayer firmasinin tescilli markasi. mesela Novalgin'in etken maddesi metamizol, Dolorex'in butorfanol falanken Aspirin'in aspirin. o yuzden mesela bildigim kadariyla Alka-Seltzer'in de maddesi aspirin. simdi baktim baya bi agri kesici varmis aspirin iceren, belki icmisindir aspirin yani o diil de ben gece gece niye anlattim ki bu kadar sey. hadi gorusuruz. molekuler tip da bu diil aslinda (inside joke'suz gitmiim dedim bu kadar yaklasmisken eheh).

    YanıtlaSil
  4. Aaa ben de Vileda gibi Selpak gibi, Fanta gibi markanın adı söyleniyo sandıım. Heheh bak sayende bişi daha öğrendim (ya işte ilaç yapıyosunuz tamam anladım ben :P )

    YanıtlaSil
  5. Klorak dedii ^^ Yeterince İzmir'de kalmışsın, olmuşsun sen Burcu :P

    YanıtlaSil